SPIDER-MAN ACROSS THE SPIDER-VERSE

 


Spider-Man karakteri birçoğumuz için özeldir. Benim kuşağım Peter Parker ile çok erken yaşlarda çizgi dizisiyle tanıştı. Peter annesi ve babasını kaybetmiş, halası ve amcasıyla geçim sıkıntısı çekerek yaşayan bir ergendi. Maddi sorunlarını, sosyalleşmede yaşadığı zorlukları ve dışlanmışlıklarıyla her birimizin kendimizden bir parça bulduğu biri oldu. Böylesine sorunlarla uğraşan bir gencin bir de süper kahramanlık sorumluluğu almasıyla yer yer komik yer yer kırıcı sonuçlarla yüzleşiyorduk. En çok bu yönüyle ayrılıyordu diğer basmakalıp süper kahramanlardan. Çizgi romanları en çok satan süper kahraman olmasının yanında, sokaktan geçen her insanın bildiği aşırı popüler bir süper kahraman olması, onun insana en çok benzeyen, insansı sorunlarla boğuşan bir süper kahramanı bize sunmasından dolayıdır.

Bu Çizgi Roman Filmiyse Diğerleri Ne?

Evet en popüler süper kahramanlardan biri Spider-Man. Sinemada ilk ciddi büyük bütçeli süper kahraman filmi de kendisi için yapılmıştı desem kimse şaşırmaz. Başarılı yönetmen Sam Raimi’nin 2000 yılında çektiği Spider-Man oldukça başarılı bir film olarak kabul gördü. İkinci filmle de bu başarısını perçinleyen yönetmen maalesef stüdyo baskısı ve beklentiler yüzünden üçüncü filmde beklenen başarıyı gösteremedi. Sonradan iki kere reboot atılan filmlerin iyi olanları da vardı, vasatın altında kalanları da. Ne yazık ki Spider-Man içeriklerinde de son zamanlarda çıkan çizgi roman filmleri gibi nitelikten çok nicelik durumu söz konusu. Yani Hepsi artık bilet parasıyla birlikte beynini de bırak öyle izle şeklinde. Özellikle DC ve Marvel’ın son işleri artık aynı formülün suyunu sıkıyorlar. Peki Across the Spider-Verse de öyle mi? Şimdiden spoiler gibi olacak ama çizgi roman filmleri bir kenara, ilk filmiyle birlikte bu film bir kenara demek zorundayım.

Tamamen Nostaljiye Oynayan Cameo Şovlarının Aksine

geek kültürünün son dönemlerdeki yükselişi her firmaya süper kahraman filmleri yaptırmaya başladı. Özellikle Marvel'ın açtığı yoldan birçok ortalama üstü film gelip geekleri memnun etti ve kültüre yeni geekler kazandırdı. Eskiden geekler anca ortalama diyebileceğimiz, arada birde iyi diyebileceğimiz süper kahraman filmleriyle idare ediyorlardı. Marvel'da fikirler tükenince yine onların açtığı yoldan bir eskilere saygı duruşu şöleni başladı sektörde. Tek olayı cameolar eşliğinde zamanında sevdiğimiz isimleri ikonik rollerde görerek tebessüm ettirmek olan birçok film gelmeye başladı. Ortalama bir film olan No Way Home bunun en güncel örneklerinden biri. Bu beni artık rahatsız etmeye başladı. Tutarsız, boş, yaratıcılıktan uzak filmlere, çocukluk kahramanlarımızı göreceğiz diye bilet almaya başladık. Bu filmde de cameolar, göndermeler elbette var fakat bu filmdeki cameoları leziz bir yemekteki sos gibi düşünebiliriz. Diğer örneklerde yemek eksikken ağzımıza sos tıkmaya çalışıyorlar.

Spider-Man Into to Spider-Verse

İlk filmi kusursuz olarak değerlendiren biriyim. Miles’ı ve evreni bize tanıtma konusunda çok başarılıydı. Filmde Miles’ın karakter gelişimine katkısı olmayan, gereksiz bir olay, sahne ve karakter yoktu. İlk filmin yansıtmayı en iyi başardığı şey kültürdü. Brooklyn’de büyüyen hispanik siyahi bir çocuğu tanıtırken çevresel anlatımın nasıl doğru kullanılacağını gösteriyordu. Örneklendirmek gerekirse ailesinin Miles’a karşı korumacı olmasının nedenini gösteren Brooklyn gettosunun resmedilişi ve bu sokaklarda büyüyen Miles’ın kişiliğini belirleyen şeyleri, grafiti yapması, dinlediği müzikler ya da giyim tarzı gibi, bize görselliğin anlatımla nasıl bir tutarlılık oluşturması gerektiği konusunda ders niteliğinde bir iş sunuyordu.

İlk filmde görsellik benzersizdi. Birçok animasyon stilini aynı karede sunarken bize çizgi roman estetiğini en iyi şekilde yansıtıyordu. Etkileyici görseller ortaya çıkaran stüdyo, görsel anlamda en başarılı filmlerden birine imza atmıştı. Tarzım olmamasına rağmen müziklerin kullanımını oldukça beğenmiştim. Sahneyle mükemmel bir bütün oluşturup tempoyu harika şekilde ayarlıyordu. İlk filmi defalarca izlemiş biri olarak Across the Spider-Verse’den önce kusur aramak için tekrar izledim fakat bulamadım. Film resmen insanı her yönüyle alıp götürüyor. Temposu ustalıkla ayarlanmış bir eser. Herkese kesinlikle izlemesini tavsiye ediyorum.

Beklentileri Zirveden Alıp Daha Yukarı Taşımak

İlk filmin bana yaptığını düşündüğüm en büyük kötülük ikinci filme olan beklentimi aşırı arttırmasıydı. Bunun için cidden korkuyordum. İlk filmde sevdiğimiz yaratıcılığın yerini stüdyo tarafından baskılanmış popüler riske girmeyen boş hikayeler alabilirdi. Özellikle Sony’nin devam filmlerinde ve son zamanlarda yaptıkları kahraman filmlerindeki berbat ünü düşünüldüğünde endişelenmemek elde değildi. Film başlayıp daha ilk çeyrek tamamlanınca korkumun yerini mutluluk ve heyecan aldı. Bu yine sevdiğimiz yaratıcı ekibin elinden tutkuyla çıkmış bir projeydi. Bunu filmin ilk yarım saatinde anlamıştım ve geri kalanında da kesinlikle pişman etmedi. Beklentimizi yükselterek beklediğimiz ve istediğimiz film tam olarak buydu. Bu film her yönüyle ilk filmin üzerine çıkmayı başarmış bir yapım. Kusursuza yakın bir eseri ileri taşımak ne kadar mümkünse Across the Spider-Verse o kadar ileri taşımış. Hele ki görsel olarak sinemayı ileri taşımış.

Animasyonun Standartlarını Belirliyoruz

Spider-Man Across the Spider-Verse görsel olarak benim gördüğüm en harika eser olabilir. Teknik anlamda kusursuzluğu bir kenara 6 farklı animasyon tekniğini harmanlayan stüdyo, görselliği karmaşıklıktan uzak tutmayı başararak oldukça temiz, estettik anlamda da etkileyici görseller ortaya çıkarmış. Her bir evren birbirinden farklı karakteristik görsel tarza sahip, örneğin Spider-Gwen’in evreni kendisinin duygu hallerini yansıtan “impressionistic” sulu boya tabloları gibi görünürken Spider-Punk’ın animasyon stilini oluşturmak iki-üç yıl arası sürmüş ve 1970lerin punk-rock albüm kapakları, posterleri, dergi ve gazete kapakları gibi materyaller toplanarak gitarı, vücudu ve kafasını onlarca farklı görselle birleştirip bunları eski kopya makinelerindeki gri toner çıktıları gibi görünmesini sağlamışlar. Stüdyo her bir karakter ve evreni içinde bulunduğu ruh halini, duygularını yansıtarak ortaya izlemesi mükemmel bir iş çıkarmış.

Renkler Hikaye Anlatır mı?

Bu film gördüğüm en renkli filmlerden biri kesinlikle. Sadece kullanılan renklerin canlılığından bahsetmiyorum. En az altı filme yetecek farklılıkta renk paletine sahip bir film. Renkler sahnelerin karakterini belirlerken, renk tonlamaları tempoyla ve müzikle ahenk içerisinde dağılıyor. Detaylı izlenirse renklerle birçok foreshadowing (önceden ima etme) bile yapıldığı görülüyor. Örneğin Miles farklı evrende olduğunu anlamadan önce annesinin göz renginden ve evrenin genel renk temasından Miles’ın farklı bir evrende olduğunu dikkatli seyirciler anlayabilir. Renklerin tasarımda değil hikaye anlatımında da kullanıldığı nadir yapımlardan diyebiliriz sanırım.

Kulak Pası Siler Cinsten Parçalar

Spider-Verse’ün göze hitap ettiği kadar kulaklara da aynı oranda hitap ettiğini söyleyebilirim. Tarzım olmamasına rağmen kulağa hoş gelen parçalardan harika bölümler seçilmiş. Sahneyle mükemmel bir tempoda ilerliyorlar. Orijinal besteler Daniel Pemberton tarafından yapılmış ve her bir karakter, evren, olay için ayrı ayrı özenle çalışmış. Film için yaratılan ve kullanılan müzik seçkisini de Metro Boomin yapmış. Bu noktada Lil Wayne, Nas, ASAP Rocky, Becky G ve 2 Chainz gibi bilinen isimlerle çalışılmış. Bu parçaları filmi izlediğimden beri sürekli dinliyorum. Filmi tekrar izlediğimde belirli sahneler için yaratıldıklarını çok daha iyi anladım. Hani bazı müzikler vardır, bazı sahnelerde çalarlar ve siz o müziği ne zaman dinleseniz o sahneler aklınıza gelir. O duyguları birebir yansıtıyorlar. Kültürel anlamda da oldukça çeşitli parçalar mevcut. Rap, R&B, Hint müzikleri, Punk Rock tarzı gibi evrenlere ait farklı çalışmalar hem o evrenlerin hem de karakterlerin benzersizliklerini yansıtmada çok iyi iş çıkarmışlar.

Çizgi Roman Filmlerinin Standartlarını Belirliyoruz

Sony tarafından altı yılda binden fazla kişinin üzerinde çalıştığı ve 240 karaktere sahip olduğu söylenen film Amerika’da üretilmiş en uzun animasyon filmi olma unvanına sahip. Buna rağmen her sahnede böylesi bir emek görmek izleyici olarak gerçekten tatmin edici. İzlediğiniz şeyin ne kadar benzersiz olduğunu bilmek size de özel hissettiriyor. Biliyorsunuz ki yaratıcı insanlar bütün mesailerini yıllarca bu karakterlere, çizimlere, müziklere harcadılar ve önünüze eşsiz bir iş koydular. Seyirci için o noktada ne kadar para verdiği, izlemenin ne kadar zaman aldığının bir önemi kalmıyor. Bu bence inanılmaz kıymetli bir şey. Yapılmış çizgi roman filmlerinin hiçbirinde bu filmdekinin yarısı kadar emek olduğunu görmedim. Her ne kadar çizgi roman filmi olarak görmesem de belki Dark Knight buna en çok yaklaşan kahraman filmi olabilir ama yine de bu kadar kusursuz değildi. Spider-Verse gözümde resmen kusursuz bir sanat eseri gibi. Bundan sonra çıkacak süper kahraman filmlerini nasıl aynı gözle izleyeceğiz hiçbir fikrim yok.

Hiç mi Eksik Bir Şey Yok?

İlk izlediğimde filme kendimi çok kaptırdım. Seyir zevki oldukça yüksek, keyifli bir film olduğu için aktım gittim. İkinci izleyişimde daha dikkatli bir gözle izledim. Bunu hata aramak için yapmama rağmen yakaladığım ekstra detaylarla filme daha da aşık oldum. İki küçük nokta var eksi olarak bahsedebileceğim.

İlki bütün Spider-Man'lerin aynı olay örgülerinden geçtiği ve bu olay örgüsü farklı bir müdahale ile bozulursa anomali kabul edilmesiydi. Her Spider-Man’in başından benzer olaylar geçse de tamamen aynı olaylar gösterildiği gibi gerçekleştiğini sanmıyorum. Bu güne kadar birçok farklı Spider-Man işi tükettim. Oldukça farklı gelişim öykülerine sahip olanlar vardı. Sanırım oraları Spider-Man’lerin karakter gelişimi için yaşamaları gereken kayıpları hikayeye yedirip Miles’ın kaybına gereklilik kılıfı uydurmak ve diğer Spider-Man'leri haklı gösterme çabası olarak yazmışlar. Çok çok küçük hatta sonraki filmde muhtemelen bu böyle değil denilip çözülecek bir olay zaten. 

Diğer eksim ise filmin “devam edecek” şekilde bitmesi oldu. Bunu zaten film çıkmadan önce biliyorduk. O konuda bir sıkıntım yok. Anlatmak istedikleri hikayenin detaylı olduğunu ve iki filme sığacağını da biliyorum. Sadece mükemmel bir filmin kendi içerisinde başlayıp bitmesini tercih ederim. Bunu yanlış anlamayın film kendi içerisinde başlattığı çoğu hikayeyi noktalıyor. Geliştirip büyüttüklerini devam filmine aktarıyor. Bu yüzden çok da eksi olarak kabul etmesek de olur.

7’den 70’e herkes için başyapıt

Benim için 2023 yılının filmi Across the Spider-Verse olacak gibi görünüyor. Bu yıl bu filmin üzerine çıkacak bir film geleceğini, hatta bu filmin üzerine çıkacak bir süper kahraman filmi geleceğini sanmıyorum (üçüncü film hariç). Kafalardaki çizgileri aşıp basmakalıp filmlerden daha fazlasını izlemeye hakkımız olduğunu gösteren bir film olmuş. Benim için çizgi roman filmlerinin çıtası yeniden belirlenmiştir. Aile, sorumluluk, kültürel farklılıklar, kendini tanıma gibi önemli konuları ele alması bu filmi bence çocuklar için de izlenmesi gereken filmlerden biri yapmış. Bu kadar geniş yaş skalası için mükemmel olmak her filmin harcı değil. Gelmiş geçmiş en iyi devam filmleri, animasyon filmleri, çizgi roman filmleri ve bence sinema filmleri arasına adını yazdırdı bile. Covid-19 sebebiyle çok bekledik ama buna değdi. Devamı için çok beklemeyeceğiz gibi dursa da bence ertelenebilir ki böyle gelecekse bu benim için hiç problem değil.

9,8/10

Yorumlar

Popüler Yayınlar